Seçimlerimiz Bize mi Ait?
Çağımızın doğası gereği kimsenin artık hiçbir şeye vakti yok. Dış dünyaya dair ne kadar kaynak varsa tüketiyoruz. Yeni bir film vizyona girdiğinde, yeni bir kitap satışa sunulduğunda, platforma yeni bir dizi geldiğinde hemen izlemek istiyoruz. Her şeyi yaparken hiçbir şeye zamanımızın olmamasından yakınıyoruz. Peki neden her şeyi yapmak istiyoruz? Yapmayı istediklerimizden kaç tanesi gerçekten peşinden gitmek istediğimiz şeyler? Olan bitenlere dört koldan sarılmak için birçok sebebimiz olabilir. Gündelik olarak gelişen her yeniliğe ayak uydurmak isteyebiliriz. Yeni hobiler edinmek, daima aktif olmak isteyebiliriz. Tüm bu isteklerimizin yanında belki de bizi en çok harekete geçiren düşünce hayatımızın durağan bir zaman diliminden ziyade daima ilerleyen bir süreç olması olabilir. Bu sebeptendir ki yaşadığımız süreci verimli bir şekilde geçirmek isteyebiliriz. Her bir günümüzü dolu dolu bir şekilde doyasıya yaşamak istiyoruz. İşe gidiyoruz. İş sonrasında spora gidiyoruz. Ardından sinemaya yeni vizyona giren filmi izlemeye koşuyoruz. Bu esnada hafta sonu gitmek için sosyal medyada çok revaçta olan seminerlere, kurslara kayıt yaptırıyoruz. O günü evde geçirecek olursak da çevrim içi eğitimlere katılıyoruz. Konserlere, festivallere gördüğümüz an bilet alıyoruz. Yeni bir şey deneyimlemek elbette yapılmaktan uzak durulması gereken bir şey değil. Elbette yeni deneyimler kazanarak neleri yapmaktan hoşlandığımızı keşfedeceğiz. Tam bu noktada bir durarak kendimizi dinlememizi gerektiren bir an olabilir. Yaşamımı gerçekten dolu dolu mu yaşıyorum yoksa ne bulduysam filtrelemeden yaşamımın içerisine alıyor muyum? Tüm bu eylemlerin hepsini deneyimlemeyi gerçekten seviyor olabiliriz. Bir diğer taraftan ise bir sürü aktiviteye yetişme isteğimiz bizi yoruyor ve deneyimlerken keyif almaktan uzaklaştırıyor olabilir. Her iki durumda da dikkatimizi yönlendireceğimiz nokta isteklerimizin hangi durumda ortak bir yerde birleştiği olabilir. Bizleri eyleme yönelten motivasyon, içimizdeki o eyleme dair duyulan istektir. Tam bu noktada bizde ne oluyor ve ne düşünüyoruz da bu eylemi yapmak istiyoruz sorusunu kendimize yöneltebiliriz. Bir örnek vermek gerekirse; diyelim ki bir kitapçıdayız ve bir kitap almak istiyoruz. Seçimimizi etkileyen faktörler neler olacak? Eserlerini takip ettiğimiz bir yazar olması mı? Kitabın içerisini biraz karıştırdığımızda içeriğinde kendimize dair bir şeylerle karşılaşmış olmak mı? Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada birilerinin “Bu kitap kesinlikle okunmalı.’’ dediği kitaplardan birisi olması mı? Çok satanlar rafında bulunması mı? Burada bize bu kitabı seçmeye yönelten sonsuz seçenek olabilir. Bize rehber olacak nokta ise “Yapmış olduğum seçim beni kendime yakınlaştırıyor mu yoksa beni kendimden uzaklaştırıyor mu?” şeklinde düşünmek bize aradığımız bazı cevaplara ulaşmamıza yardımcı olabilir. Böylece öznesi olduğumuz kendi yaşamımızın içerisinde kendi deneyimlerimiz, bizim de onun bir parçası olduğumuz bir yaşam haline dönüşebilir.