YETİŞKİNLERLE UYGULADIĞIMIZ TEKNİKLER
BÜTÜNCÜL (EKLEKTİK) PSİKOTERAPİ
Bütüncül (Eklektik) Psikoterapi iki veya daha fazla psikoterapi ekolünün bir arada kullanılmasıdır. Kişinin ihtiyacına ve sorununa yönelik yöntemler belirlenerek uygulanmaktadır. Tek bir yöntemin kısıtlı kaldığı, danışanın sorununa tek başına yetmediği durumlarda kullanılmaktadır. Amaç en kısa sürede hedefe ulaşmaktır.
CİNSEL TERAPİ
Cinsellik eski çağlardan günümüze üzerine düşünülmüş, merak uyandırmış bir konudur. Çünkü yemek, içmek gibi cinsellik de yaşamın ana unsurlarından biridir. Cinsellik denince akla genellikle vajina-penis birlikteliği gelmektedir. Oysaki hayatımızda çok daha geniş bir yelpazeye sahiptir.
Günümüzde cinsel işlev bozuklukları toplumun büyük bir kısmının sorunudur. Bu işlev bozukluklarının arasında vajinismus, ereksiyon problemleri, denetimsiz boşalma (erken veya geç), cinsel isteksizlik ve orgazm olamama (anorgazmi) bulunmaktadır. Cinsellikte yaşanan sorunlar bazen olumsuz duyguların arttığı bir ilişkinin semptomudur, bazen de başlı başına bir problemdir. Tedavisi ekip işidir. Bu ortak çalışma için kadın doğum uzmanlarının, ürologların, psikologların ve psikiyatrların birlikte çalışması gerekmektedir. Cinsel işlev bozukluklarında eğer organik bir sebep bulunmamışsa, terapi yoluyla başarıya ulaşma yüzdesi çok yüksektir.
Terapiler genellikle partnerle birlikte gerçekleştirilir. Çünkü problem bireyin değil, çiftin ortak problemidir. Sorunların pek çoğu yanlış ve eksik bilgilendirilme ve bununla ilişkili olarak abartılmış beklentilerden kaynaklanmaktadır. Doğru danışmanlık alınarak üstesinden gelinmesi mümkündür.
EMDR
Emdr yani Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşlemleme, etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış terapi yöntemlerinden biridir. Emdr terapisti danışanın gözlerini sağa ve sola hareket ettirerek beynin her iki yarım küresini uyarır. Böylelikle danışanı rahatsız eden anı ve duygulara ulaşılır. Bu bazen manuel olarak yapılabilirken bazen bu terapiye özel olarak geliştirilmiş aletler kullanılır. Bu yöntem 1987 yılında Dr. Francine Shapiro tarafından geliştirilmiştir.
Emdr’ye göre yaşanılan olumsuz düşünce, duygu ve davranışların arkasında uyum bozucu, işlenmeden depolanmış anılar yer almaktadır. Bu uyum bozucu anılar günümüzde yaşanan olaylarla tetiklenip aktif hale gelmektedir.
Doğal afetler (deprem, sel vb.), insan eliyle gerçekleşenler (savaş, taciz, tecavüz vb.), beklenmedik kayıplar, ciddi hastalıklar (kanser vb.), kazalar gibi önemli travmaların yanı sıra, çocuklukta ya da yetişkinlikte günlükte hayatta yaşanmış ve travmatik olarak kodlanmış pek çok durum (başarısızlıklar, ihmal, okul, aile ve iş çevresinde yaşanan sorunlar) travmatik yaşantılar olarak sayılabilir. Bunlara ek olarak migren, fibromiyalji, yeme bozuklukları, cinsel işlev bozuklukları gibi alanlarda da travmatik deneyimler üzerinden çalışılmaktadır. Emdr bu tür anıların yeniden işlemlenmesini sağlayan fizyolojik temelli bir terapi yöntemidir.
SİSTEMİK TERAPİ
Sistemik Terapi yaklaşımında, bireyin kendini anlaması ve değişimin sağlanabilmesi için, birey ilişkiler bütünlüğü içerisinde ele alınmaktadır. Bireyin yaşadığı sorun ele alınırken ailenin tüm üyeleri terapiye katılır veya süreçteki etkileri bütün olarak ele alınmaktadır. Süreç içerisinde her üyenin etkileşimi üzerinde çalışılmaktadır. Sonuç olarak, bireyin içinde bulunduğu sistemin kendisinde veya algılanan sistemde ortaya çıkan değişimlerden sonra yakınmalara ilişkin farklılaşmalar ortaya çıkmaktadır.
VAROLUŞÇU TERAPİ
Varoluşçu Terapi danışanın yaşamının anlam ve değerini kavrama sürecidir. Varoluşçu yaklaşıma göre temelde ne olacağımız kendi elimizdedir. Bunu seçimlerimiz ve sorumluluklarımız üzerinden yaparız. Danışan hiçbir zaman içinde bulunduğu durumun edilgen bir kurbanı olarak görülmez. Danışanları kendi yaşamının mimarı olarak görür.
PSİKODİNAMİK TERAPİ
Psikodinamik Terapi danışanın şu anki davranışları besleyen bilinçdışı süreçlere odaklanmaktadır. İnsanın iç dünyasının merkezinde ilişkilerin olduğunu savunmaktadır. Geçmişten getirdiğimiz bütün ilişkilenme biçimlerimiz çocukluğumuzdan gelmektedir. Dolayısıyla sürekli değişim potansiyeline sahiptir. Psikodinamik Terapinin hedefi danışanın şu anki davranışlarına olan geçmişin etkisinin anlaşılması ve danışanın iç görü kazanmasıdır.
BİLİŞSEL DAVRANIŞÇI TERAPİ
Bilişsel Davranışçı Terapi kişilerin duygu düşünce ve davranışlarına odaklanan bir terapi ekolüdür. Hayatımızda yaşanan olaylar kişilerde bazı yorumlar, anlamlar ve varsayımların doğmasına neden olmaktadır. Bu yorum ve varsayımlar da belli davranışların açığa çıkmasına sebep olur. BDT yaklaşımı olaylara tarafsız ve daha esnek bakmamızı sağlamaktadır. Amacı kişilerin kendilerine, başkalarına, hayata dair tutum ve varsayımlarını keşfetmelerini ve çarpıtılmış düşüncelerinin yerine alternatif düşünceler geliştirmelerini sağlamaktır.